Nilüfer’de Pancarın Öyküsü Ritüel, Müzik ve Lezzetle Anlatıldı
Nilüfer Belediyesi, yemek, müzik ve kültürü bilimsel bir bakış açısıyla birleştiren yeni söyleşi serisi “Gastroetnomüzikolojik Kaynatmalar”ı başlattı. Pancar Deposu’nda gerçekleşen serinin ilk buluşmasında, Prof. Dr. Özlem Doğuş Varlı ve Doç. Dr. Erhan Akarçay’ın katılımıyla pancarın tarladan sofraya uzanan öyküsü, kültürel hafıza ve toplumsal yansımalarıyla ele alındı.

“Pancar Pezik Değil Mi?” başlıklı söyleşiye Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in eşi Nuray Özdemir de katıldı. Katılımcılar, etkinlik boyunca pancarla ilgili şarkılar dinledi ve şeker pancarı, pancar pekmezi, pezik turşusu ve pancar kvassı gibi geleneksel lezzetleri tatma fırsatı buldu.
Yemek ve Müziğin Kültürel Hafızadaki Yeri
Prof. Dr. Özlem Doğuş Varlı, gastroetnomüzikoloji kavramını açıklayarak, yemek ve müziğin ritüellerdeki ayrılmaz bağını gösterdiklerini belirtti. Varlı, amaçlarının Türkiye’ye özgü anlatılar üzerinden bir veri tabanı oluşturmak olduğunu söyledi ve etkinliğin başlangıcını, mekânın geçmişine atıfla pancar hasadı dönemi olan Ekim-Kasım ayında pancardan yaptıklarını ekledi.
Üretimden Kopuşun Toplumsal Yansımaları
Doç. Dr. Erhan Akarçay ise konuşmasında, modern kent yaşamında bireylerin tarımsal üretim süreçlerinden ve emekten kopuşuna dikkat çekti. Bursa gibi hızla dönüşen kentlerdeki bu kopuşun büyük bir yabancılaşmayı beraberinde getirdiğini vurguladı:
“Şekerin fiyatı arttığında nihai tüketici olarak hissediyoruz ama şekerin üretim koşullarına, çiftçilerin tarımsal üretim ilişkilerinde nasıl dönüşüm geçirdiklerine dair bağlamdan uzaklaşmış durumdayız.”
Akarçay, etkinliğin düzenlendiği Pancar Deposu’nun da bir zamanlar üretim ilişkileriyle tanımlanan bir mekandan, kültürel üretime dönüşmesinin bu değişimin bir yansıması olduğunu ifade etti.
Şeker Fabrikaları ve Cumhuriyet Sanayisi
Şekerin tarihsel yolculuğuna değinen Akarçay, Türkiye’de şeker üretiminin Cumhuriyet’in sanayi politikalarıyla yakından ilişkili olduğunu vurguladı. Alman teknolojisiyle kurulan şeker fabrikalarının sadece üretim merkezi değil, aynı zamanda okulu ve hastanesiyle bütün bir yaşam kompleksi oluşturduğunu kaydetti.
Akarçay, pandemi döneminde kolonya üretimi için etil alkol sağlayan şeker fabrikalarının, bu tesislerin ne kadar hayati olduğunu kanıtladığını sözlerine ekledi. Söyleşinin sonunda Nuray Özdemir, Doç. Dr. Erhan Akarçay’a günün anısına hediye takdim etti.