Dolar 36,6733
Euro 39,9407
Altın 3.517,04
BİST 10.835,79
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 29°C
Çok Bulutlu
Bursa
29°C
Çok Bulutlu
Cts 30°C
Paz 22°C
Pts 9°C
Sal 5°C

Bursa Barosu: “Tutuklu ve hükümlüler, yoğunluktan dolayı vardiya usulü uyuyor”

Bursa E tipi Cezaevi’nde ve kimi ceza infaz kurumlarında fiziki yetersizlik nedeniyle hükümlü ve tutuklular vardiya usulü uyumak zorunda kalıyor.

Bursa Barosu: “Tutuklu ve hükümlüler, yoğunluktan dolayı vardiya usulü uyuyor”
14 Mart 2025 15:28

Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Kemal Özgür Yetkin, Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun, başkan yardımcısı Av. Aslı Evke Yetkin, yönetim kurulu üyesi Av. Erhan Yaşbey, yönetim kurulu genç temsilcisi Av. Zeynep Yazıcı ile İnsan Hakları Komisyonu Yazmanı Av. Tuğçe Hekimoğlu’nun katılımıyla yaptığı basın açıklamasında, cezaevlerinde kapasitesinin üzerinde tutuklu ve hükümlü kalmasının eziyete ve bu durumun insan haklarına aykırı olduğunu belirtti. Yetkin, Adalet Bakanlığı’nın derhal duruma müdahale ederek, tutuklu ve hükümlülerin koşullarının iyileştirilmesi, durumun kötü muamele ve eziyete neden olmaması için gerekli düzenlemenin yapılmasını talep etti.

Açıklama şöyle:

“Bilindiği üzere ülkemizde insan hakları ihlallerinin en çok yaşandığı alanlardan biri de cezaevleridir. Türkiye’de ceza infaz kurumlarında özellikle son yıllarda, gerek fiziki koşullar gerekse de Anayasa ve ilgili mevzuata aykırı uygulamalar nedeniyle hak ihlalleri katlanarak artmıştır. Tutuklu ve hükümlülerin tutuldukları ceza infaz kurumlarının fiziki koşulları nedeniyle insan onuruna uygun koşullarda barınma hakkı, sağlık hizmetlerine erişim hakkı, dilekçe, haberleşme ve iletişim hakkı, görüş hakkı gibi temel haklarının yaygın ve sistematik bir şekilde ihlal edildiği, keyfi ve hukuka aykırı uygulamalara maruz kaldıkları gözlenmektedir.

Ceza infaz kurumlarında tutuklu ve hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması, insan onuruna uygun koşullarda barınmalarının sağlanması devletin yükümlülüğüdür.

Anayasa’nın 17. maddesine göre ‘Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir… Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.’

AİHS madde 3’e göre ‘Hiç kimse işkenceye, gayriinsani yahut haysiyet kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz.’

5275 sayılı Cezaların ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un İnfazda Temel İlke başlıklı 2. maddesine göre; ‘Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz.’

Yine 5275 sayılı yasanın 6. maddesine göre de ‘Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir. Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınması zorunludur.’

Gerek ulusal mevzuatımızda gerekse de uluslararası sözleşmelerde yer alan bu ve diğer düzenlemelerin temel amacı ceza infazının insanlık onuruna aykırı olmaması, infazın işkence ve kötü muameleye dönüşmesinin engellenmesidir.

Oysa bugün, Anayasa’nın emredici hükümleri ile diğer mevzuat hükümlerinin tam anlamı ile hayata geçirilemediği, cezaevinde birçok hak ihlallerinin yaşandığı açıktır.

Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün 2025 yılı Şubat ayı verilerine göre; Ülkemizde 264 kapalı ceza infaz kurumu, 98 müstakil açık ceza infaz kurumu, 4 çocuk eğitim evi, 12 kadın kapalı, 8 kadın açık 9 çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 395 ceza infaz kurumu bulunmaktadır.

Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı bu yılın Ocak ayı itibariyle 384.216’dır. Bu kurumların kapasitesi ise 299.940 olup, tutuklu ve hükümlü sayısı toplam kapasitenin yüzde 28 inin üzerine çıkmıştır. Diğer bir anlatımla kapasite fazlası kişi sayısı 84.276’dır.

Bu veriler Türkiye’deki cezaevlerinde kapasitesinin çok üzerinde tutuklu ve hükümlü barındırmaya devam edildiğini ortaya koymaktadır. Bu aşırı doluluk, hükümlü ve tutukluların insan haklarına ve onuruna yaraşır bir şekilde barınmalarını ve ceza infazını neredeyse imkansız hale getirmektedir. Temel olarak yatak ve barınma alanları açısından kurumlar yetersiz kalmakta; kişilere gerekli sosyal alanlar sağlanamamakta ve hizmet veren personel sayısı eksik kalmaktadır. Binlerce mahkum yatakları dâhi nöbetleşe kullanmaktadırlar.

Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak Bursa E Tipi Cezaevinde yapmış olduğumuz ziyaretler, Baromuza yapılan başvurular ve yakınmalar neticesinde Bursa özelinde de Türkiye deki diğer ceza infaz kurumlarındaki benzer hak ihlalleri tespit edilmiştir.

Bursa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda koğuşlarda 60 -70 kişinin kaldığı ranza sayılarının ise yetersiz olduğu, tavana kadar uzandığı, ranzada yatamayan kişilerin yere serilen yataklarda yattıkları, her sabah yere serilen yatakların toplandığı ve gece geç saatlere kadar yatağı olmayanların uyuyamadığı, yeterli sandalye ve taburenin bulunmadığı, koğuşların 50-60 m2 kadar olduğu, yeterli havalandırma, yeterli aydınlatma, sıcak su ve duş imkanının bulunmadığı, hijyen koşullarının uygun olmadığı, yine yeterli sayıda dolap bulunmadığı, havalandırmaya koğuş mevcudunun sığmadığı, yeterli personel bulunmadığı, yine revire çıkma ve sağlık hizmetlerinden yaralanmadaki sorunlar başta olmak üzere bir çok hak ihlali tespit edilmiştir.

Ceza infaz kurumlarındaki hükümlü ve tutukluların, barınma hakkının sağlanması, onur kırıcı ve kötü muamele niteliğindeki davranışlarına karşı korunması ve infazın insan onurunu zedelemeyecek bir biçimde yerine getirmesini için belirlenmiş asgari standart kurallara uyulması Devletin yükümlülüğündedir. Hükümlü ve tutuklunun cezasını infaz ettiği fiziki koşulların işkence veya eziyet niteliğinde veya insan onuruna aykırı olmaması gerekir. Bu anlamda yatak dahil kişi başına düşecek barınma alanları ve sosyal alanların hesaplanarak ceza infaz kurumlarında yeterli sayıda ve gerekli donanıma sahip personelin çalıştırılması yine kapasitenin üstünde koğuşlarda barındırılmaması barınma yerlerinin ısı, ışık, havalandırma gibi fiziki koşullarının uluslararası standartlara uygun olarak dizayn edilmesi gerekirken, temel olarak yatak ve barınma alanları ve personel sayısı açısından kurumlar yetersiz kalmaktadır.

Tutuklu ve hükümlülerin, tutuldukları ceza infaz kurumlarının fiziki koşulları nedeniyle insan onuruna uygun koşullarda barınma hakkı, sağlık hizmetlerine erişim hakkı, dilekçe, haberleşme ve iletişim hakkı, görüş hakkı gibi temel haklarının yaygın ve sistematik bir şekilde ihlal edilmesi nedeniyle ilgili kurumları göreve davet ediyoruz.

Cezaevlerinde hükümlü ve tutuklulara yönelik hak ihlalleri ile temel hakları sınırlayıcı ve ihlal edici hukuk dışı uygulamalar sonlandırılmalı; hukuka aykırı fiilleri gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak ihlallerin takipçisi olacağımızı ve insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması için mücadele kararlığımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.