Çölün beyaz altını deve sütü pazarı büyüyor

Deveye “boynun neden eğri?” diye sormuşlar. “Nerem doğru ki! Demiş. Çoğu zaman dildeki yanlış kullanım hayvan ve bitkilerle ilgili önyargılara devamında da beslenme kültüründe onarılamaz yönlendirmelere neden oluyor. Kültürden kültüre değişiklik gösterse de bazı canlılar diğerlerine göre daha şanslı. Örneğin köpek, kedi, sığırları bağrımıza basarken çok daha mülayım olan pek çok türü hayatımızdan dışlıyoruz. Deve onlardan bir tanesi. İklim değişikliği doğadaki bazı türlerin yeniden kıymetlenmesini zorunlu kılıyor. Özellikle de kuraklığa dayanıklı olanlar, proteince zenginler. Show yapma sırası develere geldi. Şimdiye kadar örgücünde boza pişirdiğimiz develer artık tüm dünyanın dikkatini çekmeyi başardı. Mekanın sahibi olmasalar da hatırı sayılır bir itibarla beslenme kültürüne hızlı bir dönüş yaptılar.

Deve sütü çölün beyaz altını. Edith Cowan Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, deve sütü sindirim sistemi açısından diğer sütlere göre daha sağlıklı. Deve sütünde inek sütünden daha yüksek seviyelerde doğal olarak oluşan biyoaktif peptitler var. Zararlı patojenleri seçici olarak engelleyebilen bu bileşikler, bağırsak sağlığını koruyor. Deve sütündeki biyoaktif peptitler kardiyovasküler hastalık riskleri azaltıyor, antimikrobiyal faydalar sağlıyor. Besin değerleriyle karşılaştırıldığında deve sütü inek sütüne göre daha fazla su içeriyor, yağ oranı daha düşük.

Deve sütü küresel süt üretiminin yüzde 0,4’ünü oluşturmasına rağmen Sahra altı Afrika’da yüzde 8 pazar payı var. BM, 2024’ü Uluslararası Deve Yılı ilan etmişti. Küresel deve sütü pazarı 14,3 milyar dolar, yıllık yüzde 9,4’lük bir büyüme öngörülüyor. Sağlık endişeleri gibi nedenlerden ötürü pazar payının 2030’a kadar 24 milyar dolar olması tahmin ediliyor. Avustralya geçtiğimiz yıl on binlerce deveyi öldürmüştü, şimdilerde kuraklığa dayanıklılık özellikleri sayesinde yeniden gözde olmaya başladılar.

Velhasıl, asla “asal” deme, ghün gelir lazım olur. Gezegenin tüm unsurlarıyla arayı iyi tutmakta fayda var.