Aile yılı’nda aileye elektrik kazığı
“Adalet” sadece bir kelime değildir. Adalet, bir hükümetin vicdanıdır.
“Adalet” sadece bir kelime değildir. Adalet, bir hükümetin vicdanıdır. Ama görünen o ki, bu ülkede adalet artık sadece tabelalarda kaldı.
Elektriğe yapılan örtülü zam, hükümetin aileyi destekleme söylemiyle taban tabana zıt. Enerji Bakanlığı’nın açıklamasına göre, 1 Şubat 2025’ten itibaren aylık 1.050 TL’lik (417 kWh) tüketimin üzerindeki mesken aboneleri için fatura desteği kaldırılacak. Kendi açıklamalarına göre Türkiye’de hanelerde ortalama 200 kWh tüketim yapılıyor. Ama bu hesap neye göre yapılıyor? Bir kişi mi esas alınıyor, iki kişi mi, beş kişi mi?
“Kalabalık aile” ceza mı, yoksa kutsal mı?
Bu ülkede bir evde yalnız yaşayan biri de var, beş kişilik bir aile de var. Ama elektrik desteği tek bir sınır üzerinden belirleniyor. Yani tek başına yaşayan biri ile dört kişilik bir aile aynı tüketim sınırına tabi tutuluyor. Bu ne anlama geliyor?
Kalabalık aileler cezalandırılıyor.
Bekâr yaşamak ekonomik olarak avantajlı hale getiriliyor.
“Aile Yılı” ilan edenler, aile yapısını baltalayan bir düzenlemeye imza atıyor.
Elektrikli ocak, termosifon, fırın gibi temel ihtiyaçları kullanan bir ailenin 417 kWh’yi aşmaması mümkün değil. Ama tek başına yaşayan biri için bu sınır fazla bile olabilir. Sonuç? Çocuklarıyla yaşayan bir aile faturada cezalandırılıyor, yalnız yaşayan birine dolaylı sübvansiyon yapılıyor.
Adalet mi, zulüm mü?
Adalet, herkese eşit davranmak değildir; adalet, herkese hakkını vermektir.
Nasıl ki iki kişilik bir aileye bir tabak yemek koyup “eşit verdik” diyemezseniz, elektrik faturasında da insanları aynı kalıba sokamazsınız.
Enerji politikası mı, toplumsal mühendislik mi?
Hükümetin aileyi koruma iddiasıyla attığı her adım, aslında aile yapısını zayıflatıyor. Çünkü burada açık bir mesaj var:
“Çok çocuk yapın” diyenler, kalabalık ailelerin faturalarını ikiye katlıyor.
“Aile kutsaldır” diyenler, bekar yaşamayı avantajlı hale getiriyor.
“Sosyal devletiz” diyenler, sosyal devletin en temel fonksiyonlarından birini yok ediyor.
Özetle, sadece elektrik faturaları değil, aileler de kararıyor.
Eğer gerçekten “Aile Yılı”ysa, önce ailelerin yükünü hafifletin. Çünkü ailesini koruyamayan bir devlet, geleceğini de koruyamaz.
Bu tarifeye adalet diyorsanız, kelimelerin anlamını da zamlamışsınız demektir!
Siz aileyi korumazsanız, bu millet de sizi sandıkta korumaz ona göre.