Dolar 38,1008
Euro 43,4851
Altın 4.076,20
BİST 9.317,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 20°C
Çok Bulutlu
Bursa
20°C
Çok Bulutlu
Paz 23°C
Pts 22°C
Sal 18°C
Çar 17°C

İhmallerin bedeli 76 can kaybı

22 Ocak 2025 10:05

Bu trajik olay, ihmallerin ve denetimsizliklerin bir bedeli olarak tarihimize kazınacak türden bir felakettir.

Bu trajik olay, ihmallerin ve denetimsizliklerin bir bedeli olarak tarihimize kazınacak türden bir felakettir. Ahşaptan 12 katlı bir otel yapmak, akıl ve mantıkla bağdaşmayan bir durumdur. Bu, yalnızca yapı güvenliği kurallarına aykırı olmakla kalmaz, aynı zamanda insan hayatını hiçe sayan bir anlayışın somut bir göstergesidir. Hele ki 47 yıllık bir binada, düzenli denetim yapılmamışsa, yangın önlemleri eksik bırakılmışsa, bu olay “kaza” değil, öngörülebilir bir felakettir.

Eğer bu otel, bir AB ülkesinde ya da herhangi bir gelişmiş ülkede olsaydı, 47 yıllık bir ahşap bina bırakın 12 katlı bir otel olarak kullanılmayı, yıkım kararı verilmiş bir harabe olarak değerlendirilirdi. Ancak bizde mevzuatlar var ama uygulama yok, denetim var ama yaptırım yok. Bu ihmaller zinciri, “insan hayatı bu kadar ucuz mu?” sorusunu bir kez daha gündeme getiriyor.

Bu ihmaller zinciri bir cezasızlık kültürünün ürünüdür

Bu ülkede yaşanan her büyük felaketin ardından hep aynı soruları soruyoruz: “Bu nasıl oldu?”, “Kim sorumlu?”, “Bunca ihmal nasıl fark edilmedi?” Ancak bu soruların cevabını bulmakta ya geç kalınıyor ya da hiç bulunmuyor. 47 yıllık yorgun bir ahşap otelin 12 katlı hale getirilip hâlâ kullanılıyor olması, başlı başına bir akıl tutulmasıdır. Üstelik burada yalnızca bir yapının değil, o yapıya izin verenlerin, göz yumanların ve görmezden gelenlerin de büyük bir vebali vardır.

İnsanı yaşat ki, Devlet yaşasın; Bir günlük kazancı milyonlarla ifade edilen bir işletmede, yangın önlemlerine yatırım yapılmaması ya da bu konuda ihmalkâr davranılması kabul edilemez. İnsan hayatının bu kadar ucuz olduğu başka bir senaryoyu hayal etmek dahi güç. Eğer bu otel, yıkılması gereken bir yapı olarak görülseydi ve gerekli denetimler zamanında yapılsaydı, 76 insan bugün hayatta olabilirdi. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesini düstur edinen bir milletin, bu tür ihmallere göz yumması asla kabul edilemez.

Bu ihmaller zincirinin her halkası sorumludur

Bir oteli işletenlerin yalnızca kârını düşünmesi elbette eleştirilmelidir. Ancak burada asıl sorgulanması gereken, bu otelin işletilmesine izin veren kurum ve yetkililerdir. Bir yangın merdiveni koymak, o merdiveni kullanabilir kılmadıkça ne işe yarar? Bir bina için yangın güvenliği sertifikası vermek, o sertifikanın gerekliliklerini kontrol etmedikçe ne anlam taşır? Bu zincirin her bir halkası, 76 insanın ölümünde pay sahibidir.

Küçük ihmal yoktur, büyük bedeller vardır

Her ihmalin, her göz ardı edilen detayın bir bedeli vardır. Ancak burada bahsettiğimiz bedel, yalnızca maddi değil, vicdani bir bedeldir. Bir felaket sonrası “kusur ve ihmal varsa ortaya çıkarılacak” demek, artık toplum vicdanını rahatlatmıyor. Çünkü biliyoruz ki bu cümleler, ihmalkârlığın ve cezasızlık kültürünün bir parçası. Artık “kusur varsa” değil, “kusur vardı ve biz önceden önlemini aldık” diyebilen bir sistem inşa edilmelidir.

47 Yıllık ahşap bir yapı bugüne nasıl geldi?

Bu otel, 47 yıl önce inşa edildiğinde belki de dönemin şartlarında yeterli görülmüştü. Ancak yıllar geçtikçe yıpranan, teknolojiden uzak kalan, hiçbir şekilde günün koşullarına uygun hale getirilmeyen bir yapının hâlâ ayakta kalması, göz göre göre gelen bir felaketi işaret ediyordu. Depreme dayanıksız bir bina nasıl yıkılması gerekiyorsa, yangına dayanıksız bu tür yapılar da aynı şekilde derhal kapatılmalıydı.

Para için değer miydi?

Bir günlük kazanç 10 milyon TL olabilir, ama insan hayatının parayla ölçülemeyecek bir değeri vardır. Otele yapılan her rezervasyonda para kazanılırken, alınmayan önlemler 76 canı bizden aldı. Bu para için değer miydi? Bu ihmalin kazandırdığı paradan daha fazlasını, bir milletin vicdanında kaybettirdiğini görmek zorundayız.

Radikal önlemler şart oldu; Bu olayın ardından yalnızca otel sahiplerinin değil, denetimden sorumlu her bir kurumun en ağır şekilde cezalandırılması gerekiyor. Ayrıca, benzer yapıların ülke genelinde sıkı bir denetime tabi tutulması ve yetersiz bulunanların derhal kapatılması şarttır. Aksi halde bu felaket, yalnızca 76 kişinin değil, adaletin ve vicdanın da kaybı olacaktır.

Vicdanları saran yangın; Bu yangın yalnızca bir oteli değil, hepimizin vicdanını sardı. Sorumlular bulunmazsa, ihmaller cezasız kalırsa, bu ateş sönmeyecek ve toplum olarak hepimiz bundan sorumlu olacağız. Küçük ihmaller, büyük felaketler doğurur. Ama en büyük felaket, ihmale alışmış bir toplumun sessizliğidir. Sessiz kalmayalım ki bir daha böyle acılar yaşanmasın.

Bir günlük kazanç uğruna feda edilen hayatlar, küçük İhmal, büyük felaket: 76 canın bedeli, Yangında kaybolan sadece canlar değil, İnsanlık da yandı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.