Doğu Türkistan davası Bursa’da anıldı
Bursa Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen panelde, Doğu Türkistan davasının sembol isimlerinden İsa Yusuf Alptekin’in vefat yıl dönümü anıldı.
Panele Prof. Dr. Erkin Emet ve Prof. Dr. Alimcan İnayet, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar ve bir çok öğrenci katıldı.
Prof. Dr. Erdem Özdemir’in moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Prof. Dr. Erkin Emet ve Prof. Dr. Alimcan İnayet konuşmacı olarak yer aldı. Özdemir, panelin açılışında Doğu Türkistan’ın Türk dünyasının en değerli hazinelerinden biri olduğunu vurgulayarak, Uygur Türküleriyle katılımcılara duygusal anlar yaşattı. Doğu Türkistan davasının tarihsel sürecini, İsa Yusuf Alptekin‘in hayatını ve mücadelesini, Türkiye’deki yankılarını ve güncel durumu hakkında detaylı bilgiler paylaştı.
Prof. Dr. Alimcan İnayet şu sözlerle konuşmasına başladı;
“Bu programı düzenlememize imkan tanıyan değerli müftümüze, yardımcılarına ve tüm hocalarımıza çok teşekkür ederim. Bu programın hayırlı olmasını diliyor, huzurunuzda Doğu Türkistan davasının vefatının 29. yıl dönümünde derin saygı ve özlemlerimle anıyorum. Bir coğrafi mekan, bir ideoloji veya siyasal bir görüş, kolayca benimsenebilecek bir şey değildir. Herkesin gururla sahip çıkacağı bir şey değildir. Arkasında büyük bir mücadele, bir hayat vardır. Türkiye’de Doğu Türkistan’ı duyduğumuzda, oradaki acıları hatırlarız. Yalnızca büyük bir şahsiyet değil, aynı zamanda büyük bir dava söz konusudur” dedi.
Prof. Dr. Erkin Emet ise şu sözleri söyledi;
“Değerli hocalar, sevgili öğrenciler, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Eskiden, özellikle Türkiye’de, Doğu Türkistan davası İstanbul ve Kayseri gibi şehirlerde . 2010 yılında bu tür etkinlikler oldukça fazla yapıldı ve halen devam etmektedir. Ben de bir Doğu Türkistanlı olarak, hem rektörümüze hem de burada bulunan Türk Dünyası ve Türkmen Birliği Başkanı Cemal Bey’e teşekkür etmek isterim. Bu etkinliklerde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Profesör Doktor, Doğu Türkistan’daki faaliyetlerden ve yurt dışındaki çalışmalardan bahsetti. Ben ise daha güncel bir konuya değinmek istiyorum. Bugün, Birleşmiş Milletler’de Doğu Türkistan’ın gündeme geldiği çok önemli bir dönemeçteyiz. Birleşmiş Milletler’de ki ilkeler ikiye bölünerek, bu mesele gündeme gelmiş durumda. İkili ilişkilerde, Avrupa ülkeleri ve Türkiye başta olmak üzere, Çin ile ilişkilerde bu mesele sıkça konuşuluyor. Avrupa Parlamentosu, Japonya ve diğer önemli ülkelerde de bu konu, üzerinde durulan bir mesele haline gelmiş durumda. Bu, bizim açımızdan çok önemli bir gelişme. Doğu Türkistan’daki mücadelenin simgesi olan kişi, 1953 yılında Türkiye’ye gelerek, burada rejimden kaçan Türk, İslamcı, Balkan ve Kafkasya kökenli muhacirlerle iş birliği yaparak önemli faaliyetlerde bulunmuştur. Bu süreç, komünizmin etkisiyle şekillenmiş bir dönemdir. Eğer bu dönemi okursanız, Türkiye’nin o yıllardaki durumu da oldukça önemlidir. Bu simgeyi ateşleyen kişi, İsa Bey’dir. Ben kısaca ondan da bahsetmek istiyorum. Bu yıl, İsa Bey’in hayatını anlatan bir kitap yayımlandı. Şu an Türkçesini hazırlıyoruz ve kısa süre içinde yayınlanacak. İsa Bey’in etkinlikleri, bir hafta sonraki etkinliğimizin de başlangıcını oluşturabilecek Bazı kaynaklardan öğrendiğimize göre, Doğu Türkistan’daki faaliyetler 1930’ların sonlarından itibaren şekillenmeye başlamıştır. Özellikle 1933 yılında Kaşgar’da Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kurulmuştur. Ancak bu Cumhuriyetin ömrü uzun olmamıştır. O dönemde İngiltere, Hindistan, Afrika, Sovyetler Birliği ve Japonya’nın etkileri de büyük olmuştur. Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin kurulması, bu dönemdeki siyasi gelişmelerin bir yansımasıydı. Cumhuriyet kurulduktan sonra, Ruslar başlangıçta desteklemiş, ancak bir süre sonra fikrini değiştirerek bu hareketi “bölücü” olarak değerlendirmiştir. Bu değişiklik, Sovyetler Birliği’nin tutumunu yansıtmaktadır. O dönemdeki bu gelişmeleri araştıran kitaplar ve çalışmalar sayesinde, o yıllardaki olaylar hakkında daha fazla bilgi edinmekteyiz. Sonrasında, bu cumhuriyetin ömrü kısa sürmüş ve birçok kişi Hindistan, Çin, Suudi Arabistan, Japonya, Afganistan ve Türkiye’ye göç ederek, burada bağımsızlık mücadelesini sürdürmüştür” diyerek konuşmasını bitirdi.
Panel soru cevap ve Uygur Türkleri müzikleri dinletisi ardından bitti.
Haber: Sultan Denli