Dolar 34,5557
Euro 36,4648
Altın 2.962,44
BİST 9.144,08
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 21°C
Az Bulutlu
Bursa
21°C
Az Bulutlu
Cum 18°C
Cts 6°C
Paz 7°C
Pts 9°C

Türkiye’nin sürdürülemez inovasyon hedefi

25 Eylül 2024 12:15

Türkiye’nin dünyada daha fazla söz sahibi olması için inovasyon ekosistemini geliştirmek, büyütmek gerektiği bilinciyle yapılan 11. Türkiye Innovation Week 10 Ekim’de başlayacak.

Türkiye İhracatçıları Meclisi tarafından yapılan 11. “Türkiye Innovation Week” programının mottosu “sustainable motivation”  yani “sürdürülebilir motivasyon”.  Artık sıkıldık, şirketlerin marketing birimlerinin sözde çevreci yaklaşımlarından, gerçek uzmanlar yerine popüler sürdürülebilirlik karakterleriyle lansman yapmalarından, doğuştan şanslıların entelektüelim, çevreciyim imajı yaratmak için sürdürülebilirlik konuşmasından,  aslında hiçbir inovatif çalışma yapmayıp sadece “inovasyon ve sürdürülebilirlik” kelimesini kullanarak “yeşil ekonomiden” faydalanmasından sıkıldık.

İnovasyonun bizi kurtarmasını bekliyoruz

TİM Başkanı Mustafa Gültepe de tıpkı önceki dönem TİM Başkanları gibi  “Türkiye’yi ihracatta ilk 10 ülke arasına katacağız. 2028 yılı için de 375 milyar dolar mal, 200 milyar dolar hizmet ihracatı hedefimiz var. Halen 1,5 dolar civarında olan kilogram birim değerimizi 3 doların üzerine çıkarmalıyız. TİM olarak kilogram birim değerimizi artırmanın yolunun yüksek teknolojiden, AR-GE’den, inovasyondan, tasarımdan, sürdürülebilir üretimden ve markalaşmaktan geçtiğini biliyor, bu bilinçle hareket ediyoruz” diyor. Eski Ekonomi Bakan Yardımcılarından Fatih Metin’de inovasyona methiye düzmek için “Ar-Ge ve İnovasyon maliyetleri azaltıyor” diyerek teknolojiye yatırım yapmanın Ar-Ge’nin önemine değinmişti. Sadece o değil Önceki dönem TİM Başkanlarından Mehmet Büyükekşi de 2011 yılında Ankara Ticaret Odası ev sahipliğinde yapılan İnovasyon Konferası’nda “Avrupa inovasyon liginde ilk 10’a yükseleceğiz” demişti. Aradan 13 yıl geçti bir arpa boyundan fazla aşama kaydettik. İlk 10 hayal olsa da 39.sıradayız, ilk 40’ta olmanın gururunu yaşıyoruz. 2023 Vizyonu nasıl buhar olduysa modası geçen “Türkiye Yüzyılı” da çoktan rafa kalktı. Şimdi moda “sürdürülebilirlik.”  Bu yılın inovasyon haftasının mottosu “sürdürülebilir motivasyon” Türkiye’de tek sürdürülebilir mevzu yoksulluk/eşitsizlik. “Türkiye Yüzyılı, Türkiye’nin İnovasyon hedefi” pek sürdürülebilir değil.

Türkiye Innovation Week

Türkiye’nin dünyada daha fazla söz sahibi olması için inovasyon ekosistemini geliştirmek, büyütmek gerektiği bilinciyle yapılan 11. Türkiye Innovation Week 10 Ekim’de başlayacak. 10 İnovasyon haftasında konuşup yapamadıklarımızı belki 11. seferde yapabiliriz. Türkiye’nin inovasyon hikâyesi yeni olsa da mevzu çok uzun. Aktörler değişiyor temenniler hep aynı. “İnovasyon ile katma değer yaratıp ihracatta dünyanın ilk 10’una gireceğiz.”

Asgari ücretli gençler inovasyon yapamıyor

Büyükekşi, Türkiye’de “inovasyon” üzerine en çok konuşan isim. Projeleri, hedefleri hayalleri inovasyon olsa da Türkiye’nin inovasyon karnesi yıldızlı sıfırlarla dolu.  6. Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası programında yaptığı konuşmada Büyükekşi, “inşallah inovasyonla birlikte girişimcilik meşalesini de İstanbul yakacak, ülkemizi aydınlatacağız. Türkiye’de 15-24 yaş grubunda 13 milyon genç var, nüfusun yarısı 30 yaş, yüzde 64’ü 40 yaş altında. İnanıyorum ki, gençlerimizin azim ve üretkenliğiyle geleceğimiz çok daha aydınlık olacak” diye konuşmuştu. O gençler büyüdü yüzde 16,6’sı işsiz, çalışanların yüzde 50’si asgari ücretli. Haliyle inovasyon yapamıyorlar.

Vietnam’dan ne eksiğimiz var

İnovasyon, Mehmet Büyükekşi’nin özel ilgi alanı olsa gerek yıllarca üzerinde çalıştı. Geçmişte yaptığı bir konuşmasında, ihracat birim değerimiz 1,5 dolar. 1500 dolar gelir elde etmek için 1 ton ihracat yapmamız gerekiyor. Türkiye’de şeker fabrikalarının cirolarını hesaplasak, değeri Candy Crash etmez, değeri 5,9 milyar dolar.  Büyükekşi her yıl 200 inovatif lider yetiştirmeyi, 2023 yılına kadar 12 bin öğrenciye ulaşmak istediklerini” söylese de çocuk çok, lider yok. PISA’ya göre 29. sıradayız eğitim ölüm döşeğinde.  Büyükekşi her konuşmasında, her yıl yapılan İnovasyon Haftasında sürekli ihracat birim değerinin artırılması için inovasyon gerekliliğinden bahsedip 2023 hedefini açıklıyordu. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan da; “ihracatımızda yüksek teknolojinin payı yüzde 3’ü geçmiyor. 2000 bin yılında bizim yüksek teknoloji ihracatımız 1,6 milyar dolar. Vietnam’ın 500 milyon dolardı. 2022 yılında biz 2 milyar dolara çıkarmışız Vietnam 137 milyar dolara çıkarmış. İMSAD başkanıyken 1 dolara yapı malzemeleri ihracatı yapıyorduk şimdi 48-50 sente düştü” diyerek gerçekleri ortaya koyuyor.

Merdiven altı inovasyon

TÜİK verilerine göre şirketlerin yüzde 48’i inovasyon yapıyor. Ülkemde pazar kayıpları yaşanmadığı sürece kimse Ar-Ge yapmıyor, konfor alanından çıkıp masrafa girmiyor. Çoğu inovasyon niyeti hevesli ancak sistematik değil, şirketin temel inovasyon kasları güçlü değil. Bölgesel ihracatçı birlikleri, tüm STK’lar, kamu kurumları, üniversiteler herkes kendince inovasyonu önemsiyor. Yapılanlar merdiven altı inovasyon, üç beş mühendis toplayıp “tohum ıslah ediyoruz, rejeneratif tarım yapıyoruz” diyerek sistem de halk da oyalanıyor.

İnovasyonsuzluk kaynaklı cari açığımız var

Uzun yıllar TİM’e başkanlık yapan Mehmet Büyükekşi 2015 yılında TİM sektörler toplantısında, “Türkiye’nin cari açık değil, inovasyon açığı sorununun olduğunu” belirtip “cari açığın ilacı ihracat için inovasyon” dese de değişen hiçbir şey yok. 2023 yılı cari açığı 45,2 milyar dolar. 2015 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefi için, “artık sadece ihracat artışına değil, yüksek katma değerli ihracata odaklanacaklarını. Dünyanın tüm pazarlarına mal ihraç eden biz artık tüm ülkelere teknoloji satmalıyız” demişti. Büyükekşi’ye kötü haber 2023 yılı ihracatımız 255 milyar 809 milyon dolar.

2013 yılında TİM ile “İnovasyon Atölyeleri Protokolü”

2013 yılında Milli eğitim Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığı arasında “İnovasyon Atölyeleri Protokolü” yapılmıştı. Dönemin  Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı; “10 yıldır inovasyon sözcüğü için Türkçe bir karşılığın bulunamadığını, atölyede bir araya gelecek çocukların bunu bulmasını umduğunu” söylemişti. Avcı,Batı uygarlığının ulaştığı teknolojik seviyenin arkasında Rönesans`ı sanatı, şiiri, edebiyatı, beşeri bilimleri görüyoruz” diye konuşmuştu. Ne kadar haklıymış. O günden beri sosyal medya varoşuna saplanan Türkiye’m sanatta, siyasette, teknolojide, inovasyonda milyarlarca dolar para harcasa hala “açlık, yokluk, yoksunluk var, inovasyon hiç yok.

Köprünün altından çok sular aktı

Eski Ekonomi Bakanlarından Zafer Çağlayan da yıllar önce, “ 2023`te 60 milyar dolarlık Ar-Ge harcaması yapmayı hedeflediklerini, ihracat birim kilogram fiyatını artırmak için yüksek katma değerli ürünler üretilmesi gerektiğini” sözlerine eklemişti. Köprünün altından çok sular aktı, kimileri öldü kimileri tarihe gömüldü. Birim ihracat değeri 2014’te 1,59’u gördükten sonra düşmeye devam etti. 2023’te yeniden 1,57’yi gördü. 2014’te yüksek teknoloji ürünlerin imalat sanayi ürünleri içindeki payı yüzde 3,4 iken 2024’de yüzde 2,8’e geriledi.  O kadar para, o kadar heves, umut boşa gitti.

İnovasyon şart

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç’a göre “Türkiye son yıllarda artış gösterse de imalat sanayisi ihracatında yüksek teknoloji ürünlerin aldığı pay bakımından dünya ortalamasının altında. İhracatın yarıdan fazlası savunma ve havacılık ürünlerinde. Ankara savunma sanayi başta olmak üzere makine, medikal, ulaştırma, elektronik gibi yüksek teknoloji ürün üretiminde öne çıkıyor.”

Büyükekşi’nin inovasyon aşkına ne oldu?

Her hükümette her bakan mutlaka bir defa inovasyonun önemine istinaden konuşma yaptı, Ar- Ge harcamalarının artırılacağından bahsetti, projeler önerdi. Gelinen noktada yanına mikroalg verip deney yapmaya uzaya yolladığımız ilk astronotumuza rağmen hala “ucuz ihracat yapıyoruz.”

Elin bilim insanları bebek fabrikasında istenilen özelliklere sahip insan üretiyor, bazıları insanları dondurup açacağı zamanı iple çekiyor, Kore gibi ülkeler çocuk ve gençlere yönelik yüzlerce aplikasyonla ebeveynlerin ceplerini, çocukların zihinlerini soyuyor. Biz yerel buğdaylarla ürettiğimiz unlarla, damda kurutulmuş acı biber salçası ve dökme zeytinyağımız ile gurur duyuyoruz.

G20’ye konvoyla gidiyor, inovasyonda sınıfta kalıyoruz

Türkiye Küresel İnovasyon Endeksin’de iki sıra düşerek 39. oldu. Türkiye, G20 gibi uluslararası toplantılara jetlerden oluşan konvoylarla giderken, İnovasyonda lider ülkelerin mütevazı liderleri tarifeli uçakla gidiyor. 2012 yılında 7,31 milyar dolar olan Ar-Ge harcaması yüzde 60 artarak 12 milyar dolara yükseldi. 2024 Merkezi Yönetim Bütçesinden Ar-Ge’ye 2,43 milyar kaynak ayrıldı. 2023’te 1,12 milyardı. AR-GE’nin GSYİH içindeki payı 2021’de yüzde 1,40’dan yüzde 1,32’ye düştü. İnovasyon liginin lideri 3,35 ile İsveç, Singapur, Finlandiya onları takip ediyor. Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti gibi görece küçük ve yoksul ülkeler inovasyonda bizden yukarıda. Türkiye’nin Ar-Ge’ye ayırdığı pay AB ortalaması olan yüzde 2,27’ün oldukça uzağında. Global Innovation Index’ e göre Çin, Brezilya ve Hindistan inovasyon odaklı gelişmeye en açık ülkeler.

Türkiye’nin inovasyon karnesi

Türkiye’nin inovasyon karnesi AB’nin çok gerisinde. 10. 10 yıllık Kalkınma Planında da “bilim, teknoloji ve inovasyona verilen desteğin artırılması gerektiği ortaya konularak bütçeden ayrılan pay bu dönemde yüzde 44 artışla yüzde 0,48’den yüzde 0,86’ya çıkarıldı. AB’nin Ar-Ge ortalaması yüzde 1,30. Türkiye AB’nin destek paketlerinden faydalanıyor. Türkiye’nin AB Ar-Ge programlarının başarı oranı yüzde 16,56 olup AB ortalaması olan yüzde 23,72’nin çok altında. AB Komisyonu, Araştırma ve İnovasyon Direktörlüğü raporuna göre Türkiye’nin bilimsel yayın rakamlarında; “sağlık, gıda, tarım ve balıkçılık, ICT, malzeme ve sosyo ekonomik bilimler önde.” Dünyanın en büyük 2500 şirketinin Ar-Ge harcaması ilk defa 1 trilyon doları aştı. Çin en fazla unicorn çıkaran ülke onu ABD takip ediyor.

2024 itibariyle Türkiye’de 1301 Ar-Ge merkezinde 82 bin kişi çalışıyor. 36 bin patent başvurusunun 12 bini patent tescili yapılmış. Türkiye’nin ihracat birim değeri en yüksek Ankara olmasına rağmen 417 Ar-Ge merkeziyle İstanbul ilk sırada. 149 ile Ankara ve onu Kocaeli takip ediyor. Anlaşılan İstanbul’un Ar-Ge kültürü ihracata değer yaratamıyor.

Mario Draghi, biyoteknoloji AR-GE’si

Eski İtalya Başbakanı ve AB Merkez Bankası eski başkanı Mario Draghi, tarafından hazırlanan “Avrupa’nın Rekabet Gücü Stratejisi Raporu’na göre “AB, Çin ve ABD gibi devlere kıyasla inovasyon alanında geride, 2021 verilerine göre ABD’ye kıyasla 270 milyar Euro daha az yatırım yapılmış. Daha az yatırım nedeniyle AB’nin dijital teknolojilerdeki pazar payı düşüyor. ABD’nin pazar payı yüzde 38 iken AB’nin yüzde 18 seviyelerinde. AB ayrıca biyoteknoloji ve savunma sanayi gibi stratejik alanlarda da küresel oyuncuların gerisinde.” Boşuna demiyorum, vakit kaybetmeden her bölgeye bir biyoteknoloji laboratuvarı kurulsun diye. Draghi’ye göre “AB, dijital teknolojiler, biyoteknoloji ve savunma gibi kritik alanlarda Ar-Ge yatırımlarını artırmalı.”

AB komisyonu r-Ge ve inovasyon çıktı göstergeleri, Türkiye inovasyon performansı düşük 

“AB İnovasyon Çıktı Göstergelerine” göre; “Türkiye düşük performansa sahip bir ülke. Patent sayısı düşük, düşük teknoloji ürünler üreten bir ülke. Türkiye düşük bilgi kullanan sektörlerle daha çok faaliyet gösteriyor. Tarım, inşaat, turizm gibi. Bilimsel yayınların sayısı artsa da nitelikte sınıfta kalmaya devam ediyoruz. Pek çok Anadolu üniversitesinde üniversite bitirme tezi kıvamında makaleler yazılıyor, pek çok bilim insanının makalesi saygın dergilerde yok. OECD ülkeleri içinde 11. sıraya yükselsek de niceliksel olarak sorunlar var. Niteliğe bakan indekslerden Web Of Science indeksine giren yayınlarda gerileme yaşanıyor. Yazdığımız makaleler dünya bilim çevreleri tarafından kaliteli, ufuk açıcı bulunmuyor.

Tarım inovasyonuna negatif ayrımcılık

2024 yılı Merkezi bütçesinden Ar-Ge faaliyetlerine 174 milyar 627 milyon TL tahsis edildi. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 98 milyar TL harcanmıştı. Pek çok bakanlığın ve kurumun verdiği desteklerin etki analizi yapılmıyor. Ar-Ge için ayrılan bütçenin yüzde 70,8 bilgi gelişimi sağlansın diye üniversitelere veriliyor. Yüzde 5,8’i üretim ve teknoloji, yüzde 5,5’i genel bilgi gelişimi, yüzde 4,5’i savunma, yüzde 3,9’u tarıma gidiyor. Tarım ihracatı 31 milyar dolar, savunma sanayi 5,5 milyar dolar. Tarım inovasyonu da negatif ayrımcılığa maruz bırakılıyor. Mısır, Vietnam, Rusya ihracat pazarlarımızı elimizden alıyor.

Ezcümle; havada karada itibardan ödün vermiyor, şaşalı seyahatler, diplomatik girişimlerle keyif çatarken “inovasyon hak getire.” Gençler sosyal medyaya emanet, köyler “tik tok’a” amade, varoşlar dersen tarumar. Türkiye markası “adaletsizlik, fırsat eşitsizliği, gıda güvencesizliği, beslenemeyen çocuklar, etkin olmayan Ar-Ge harcamalarıyla” 500 milyar dolarlık ihracat hedefinden de, katma değerli ürün hedefinden de, Atatürk’ün ”muasır medeniyet gayesinden de” uzaklaşıyor. Bakan Avcı’nın söylediği gibi “ahlak, kültür, adalet olmayınca inovasyon da olmuyor, teknoloji de” benden söylemesi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.