Dış ticarete denizyolu damgası
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin dış ticaretinin tonaj olarak yüzde 87,5’inin, değer olarak ise yüzde 54,8’inin denizyolu ile gerçekleştiğini bildirdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Tersane İstanbul’da gerçekleştirilen 3. Türkiye Denizcilik Zirvesi’nin açılış programında konuştu.
1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile yabancı devletlerin Türk Deniz Ticaretindeki hâkimiyetinin sona erdiğini anımsatan Uraloğlu, “Dün 98. yıl dönümünü coşkuyla kutladığımız Denizcilik ve Kabotaj Bayramı da aziz milletimizin Mavi Vatanı olarak gördüğü denizlerine ve denizciliğe ne kadar önem verdiğinin en büyük kanıtıdır.” şeklinde konuştu.
Bakan Uraloğlu, tarih boyunca Türkiye’nin hem coğrafi hem de kültürel olarak kıtaların, medeniyetlerin ve kadim ulaşım koridorlarının kesişme noktasında yer aldığını belirterek, Türkiye’nin, Tarihi İpek Yolu’nun devamı olarak büyük öneme sahip olan Orta Koridor hattının kilit ve Avrupa’nın başlangıç noktası olarak çok etkili bir konumda olduğunu belirten Uraloğlu, “Dünyanın en önemli petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip Arap Yarımadası, Orta Doğu ve Hazar Havzasının da merkezi olmasıyla uluslararası enerji koridorunun da tam ortasında bulunmaktadır. Tarihte her zaman önemini sürdürmüş olan Türk Boğazlarının kontrolünü elinde tutan ülke olarak Akdeniz Havzası ve Karadeniz Havzasındaki ülkelerin deniz ulaşımı ve uluslararası ticaret faaliyetleri açısından da anahtar konumdadır. Bu sebeple, doğal bir yarımada olan, kara sınırlarının üç katı kadar deniz sınırlarına sahip ülkemiz için attığımız her adımda denizlerimizden en yüksek faydayı sağlamak ve dünya denizciliğine katkı yapmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bakan Uraloğlu, denizcilik sektörünün, bir denizcinin oğlu olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonu ve kaptanlığında son 22 yılda çok önemli gelişmeler kaydettiğini söyleyerek, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde denizyolu taşımacılığının ve ticaretinin gelişmesi, denizlerimizde güvenliğinin sağlanması ve çevre duyarlılığıyla ilgili tüm gereklilikleri yerine getirerek uluslararası standartlara uygun çalışıyoruz. Hayata geçirdiğimiz proje ve çalışmalar Türkiye’nin, uluslararası denizcilik arenasındaki yerini ön sıralara taşıyarak gurur verici başarılara yelken açmış ve ülkemizi denizcilik alanında karar verici ülkeler arasında saygın bir konuma yükseltmiştir. Geçen yıl Türkiye’nin, Uluslararası Denizcilik Örgütü Konsey üyeliğine 143 ülkenin desteğiyle bugüne kadar ki en yüksek oyunu alarak üst üste 13. kez seçilmesi de bunun en güzel kanıtıdır.” diye konuştu.
TÜRKİYE DENİZ TAŞIMACILIĞINDAN 11 MİLYAR DOLAR PAY ALIYOR
Türkiye’nin dış ticaretinin tonaj olarak yüzde 87,5’inin, değer olarak ise yüzde 54,8’inin denizyolu ile gerçekleştiğini kaydeden Uraloğlu, Dünyada deniz taşımacılığının navlun değerinin 380 milyar dolar olduğunu Türkiye’nin ise bundan 11 milyar dolar pay aldığını belirtti. Uraloğlu, 2002 yılı öncesinde neredeyse sadece İstanbul Tuzla’ya sıkışmış olan bir tersanecilik faaliyeti söz konusu olduğunu söyleyerek, “Gemi inşa sanayimiz can çekişiyordu. Türk bayraklı gemiler Paris Mou’da kara listedeydi. Denizcilik faaliyetleri üzerindeki vergi yükünden bıkmış denizcilerimiz vardı. Ama biz Bakanlık olarak hayata geçirdiğimiz denetim ve uygulamalarla Paris Mou’da 2008 yılında beyaz listeye geçtik ve o günden bu yana beyaz listedeyiz. Türk Bayrağı dünyanın en prestijli bayrakları arasında yer almaktadır.” dedi.
Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin gemi inşa sanayi yüksek katma değerli ürünleri ile ülke ekonomisine döviz girdisi sağlayan önemli bir değer olarak yükseldiğini söyleyerek, çevrenin ve denizlerin korunması adına atılan her adımın gelecek nesillere daha güvenli bir dünya bırakma yolunda önemli bir adım olduğunu belirtti ve Bakanlık olarak denizlerde seyir emniyeti, can, mal güvenliğiyle birlikte çevre güvenliğini artırmaya yönelik yatırımları tüm hızıyla sürdürdüklerini kaydetti.