Thomas Meunier: “Trabzonspor’daki imkanları Dortmund’da bile görmüyorsunuz”
Süper Lig takımlarından Trabzonspor’un Belçikalı sağ bek oyuncusu Thomas Meunier, gündeme dair flaş açıklamalar yaptı. İşte yıldız oyuncunun sözleri…
AJANSSPOR-HABER
Trendyol Süper Lig ekiplerinden Trabzonspor’un Belçikalı sağ bek oyuncusu Thomas Meunier, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“Çok iyi katkılar aldığımı da ifade etmek istiyorum”
İlk olarak takımı katkısı hakkında sözlerine başlayan Meunier, “Benim yaptığım hep şey, kendimden beklentileri yüksek tutmak ve omuzlarıma bu yükü yüklemek. Gol ya da asist katkısını direkt bekliyor musunuz derseniz, benim beklentim bu yönde değildi. Benim beklentim, her zaman olabilecek en iyi karşılığı verip, takımıma her şeyimi vererek yardımcı olabilmekti. Bunun gol ya da asist ile sonuçlanması ayrıca sizi mutlu ediyor. Ama böyle başarılar kazandığınızda yada takıma böyle katkılar verdiğinizde bunun tek sorumlusu ya da tek başarılı kişinin siz olmuyorsunuz, takım arkadaşlarınız da var. Çok iyi takım arkadaşlarım olduğunu ve onlardan da çok iyi katkılar aldığımı da ifade etmek istiyorum.
“Burada övünmesi gereken nokta, takımda gördüğüm disiplin ve adanmışlık”
Oynadığımız oyunun da takıma çok uygun olduğunu takım arkadaşlarımızın ne zaman, nerede, nasıl yapmaları gerektiğini bütün hareketleri doğru yaptığını görebiliyorsunuz zaten. Bu açıdan takım arkadaşlarımın hakkını vermek istiyorum. Eğer ben böyle katkıda bulunabildiysem bu onların sayesinde. Örneğin Pendikspor maçında oynadığımız ve attığımız ikinci golde zaten bütün takım arkadaşlarımın yaptığı koşuların doğru olduğunu, bunun tekrarlanmış şeyler olduğunu ve herkesin bunun bilincinde olarak bunu yaptığını görebiliyoruz. Burada övünmesi gereken nokta, takımda gördüğüm disiplin ve adanmışlık. Ben de başarımı takım arkadaşlarıma bağlıyorum.
“24 yaşına kadar hücumda oynadım”
İçten içe içimde bir forvet oyuncusu ve hücum oyuncusu var. 24 yaşına kadar aslında bu şekilde oynamıştım. Ön tarafta oynayan, hücuma destek veren, hücumda daha fazla olan bir oyuncu olarak oynamıştım. 24 yaşında oynarken bir anda beni geride kullanmaya, bek oyuncusu olarak kullanmaya karar vermişlerdi. Kendi gücümü düşündüğümde benden en iyi faydanın bu şekilde alınabileceğini düşündüler ve aslında onlara teşekkür etmeliyim. Çünkü bu değişim sayesinde, başlarda belki sitem ettiğim ve çok da kabullenemediğim bir değişim sayesinde Belçika Milli Takımı’nda oynadım, PSG’de oynadım, Dortmund’da oynadım ve şu anda Trabzonspor’da oynuyorum. O değişim 24 yaşında gerçekleşti. O zamana kadar ben de bu değişimin taraftarı değildim ama o değişim sayesinde hem yeteneklerimi daha iyi kullanma fırsatı buldum hem de gücümü takıma daha faydalı kullanmaya başladım.
“Buraya katılma kararı almam 5 dakika dahi sürmedi”
Ben de buraya gelmeden önce hocamızla beraber yaptığımız o görüşmede aslında o görüşme sonrasında ikna oldum diyebilirim. Buraya katılma kararı almam 5 dakika dahi sürmedi. Hocamızla yaptığım görüşmede gayet özgüvenli bir biçimde kendi takımının neleri yapabileceğini gayet özgüvenli şekilde bana aktardıktan sonra çok fazla düşünmeme gerek kalmadı ve 5 dakika içinde bu kararı almış oldum. Hırsı seven birisiyim. Çünkü hocamızla yaptığımız konuşmamızda bizim en az üçüncülük hedefimiz olduğunu, kupayı kazanacağımızı söyledi. Bunları yapacağız dedi direkt. dolayısıyla beni etkileyen şeylerden bir tanesi oldu bu. Özgüven, hırs beni de etkileyen şeyler. Kalitemizle birlikte neleri başarabileceğimizin farkındayız. Bunu da aynı şekilde devam ettirmek istiyoruz.
“Türkiye Ligi hak ettiği değeri görmüyor”
Lig olarak şunu söyleyebilirim. Türkiye Ligi hak ettiği değeri görmeyen liglerden biri olduğunu ifade edebilirim. Bahsettiğiniz gibi büyük liglerde de oynadım ama o liglerin dışında kalan liglerde de bunun örneğini Yunanistan Ligi, Türkiye Ligi, Belçika Ligi olarak verebiliriz. Özellikle Belçika Ligi’nde son dönemlerde ne kadar çok yeteneğin çıktığı, ne kadar çok yeni yetenekli oyuncunun çıktığını zaten siz de görebiliyorsunuz.
Hızlı adaptasyon süreci aslında şöyle oldu. Takımda birçok yabancı oyuncu arkadaşımız da var. Dolayısıyla onlarla tecrübe edebileceğimiz, konuşabileceğimiz hatta benim bildiğim Fransızca, Almanca, Flemenkçe, İngilizce dillerini konuşabilecek arkadaşlarımız var. Dolayısıyla günlük anlarda onlarla beraber olduğumda hem bu dilleri tekrar onlarla konuşabiliyoruz hem de iletişim konusunda daha kolay oluyor. Türk oyuncularımızla beraber de İngilizce olarak her konuda konuşabiliyoruz.
“Türkçe dersleri almakta entegrasyon sürecimi hızlandırdı diyebilirim”
Burada herkes bizim iyi olmamıza ve iyi odaklanmamıza konsantre olmuş durumda. Ben de bunun karşılığını verebilmek istiyorum. Dolayısıyla Türkçe öğrenerek hem entegrasyonumu hızlandırabilmek hem de takıma daha iyi adapte olabilmek isteklerimden bir tanesi. Çünkü oynadığım her takımda, gittiğim her şehirde, her ülkede her zaman oranın dilini öğrenebilmek hem sürekli yardıma ihtiyaç duymamak hem de oranın bir parçası hissedebilmek adına bu dilleri öğrenmeye çalışıyorum. Türkçe dersleri almakta entegrasyon sürecimi hızlandırdı diyebilirim.
“Böyle imkanları Dortmund’da bile görmüyorsunuz”
Şehir ve Trabzonspor ile ilgili ise, beklediğimden çok daha iyi bir şehir gördüğümü ifade edebilirim. Batı şehirleri gibi olan bir şehirden bahsediyoruz burada. Herkes size yardımcı olmaya çalışıyor. Takım üzerinden bakacak olursak, antrenman tesislerimiz, sahalarımız, buradaki genel tesis yapısı, sağlık ekibimiz… Her şey çok profesyonel ve her şey çok iyi durumda. Böyle imkanları Dortmund’da bile görmüyorsunuz.
“Dortmund’da da başarılı olabilmek kolay değil”
Dortmund taraftarları sahada olduğum her anda her zaman takım için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan bir oyuncu olduğumun farkındadırlar. Ben de bunu yapmaya çalıştım. Hem bireysel anlamda hem de kolektif anlamda. Dortmund’da da başarılı olabilmek kolay değil çünkü Bayern Münih gibi dev bir takım var. Dolayısıyla onun gölgesinde başarılı olmaya çalışıyorsunuz. Her zaman o harika eşleşmeyi bulamayabiliyorsunuz, bazen istediğiniz gibi gitmeyebiliyor. Ne kadar iyi takımlar kurulsa da bazen işler istediğiniz gibi gitmiyor. Ama ben bireysel anlamda Dortmund’da geçirdiğim zamanlar benim açımdan gayet güzel zamanlardı. Çok hoş olarak hatırlayacağım onları. Ama bu maalesef işimizin bir parçası. İşler bazen istediğiniz gibi gitmez, bazen bütün parçaları doğru yapsanız da bazen işler istediğiniz gibi gitmez. Aslında Dortmund’da olan da buydu. Benim adıma da bu oldu. Her zaman Dortmund’da geçirdiğim o zamanı güzel hatırlayacağım.
“Tutkulu bir taraftarımız var”
Tutkulu bir taraftarımız var. Buraya geldiğin ilk andan itibaren takım arkadaşlarımın bana bahsettiği ilk konulardan bir tanesiydi buradaki taraftar grubunun ne kadar tutkulu olduğunu, takımını extrem düzeylere kadar sevebildiğini, ne kadar destek verebildiğini zaten takım arkadaşlarımdan ilk duyan bir tanesiyim. Ben de tutkulu bir insanım ve taraftarları da bu şekilde tutkulu görebilmek beni de inanılmaz mutlu ediyor. Öğrendiğim ilk şeylerden bir tanesiydi bu.
Umuyorum pazar günü stat dolacak”
Dolu bir stadyumu görebilmek benim de en büyük beklentilerimden bir tanesi. Umuyorum pazar günü de bu şekilde olacak. Çünkü benim de futbolcu olma sebeplerimden bir tanesiydi bu, o tutkuyu hissedebilmek, sahada o enerjiyi taraftarlardan alabilmek benim adıma çok önemiydi. Umuyorum pazar günü iç saha maçında yaşayacağım. Görüntüleri ve birçok maçı izledim. Kupa maçlarında, Şampiyonlar Ligi maçlarında, Fenerbahçe maçlarında, içerideki önemli maçlarda taraftarlarımızın nasıl bir atmosfer oluşturduğunun farkındayım. Umuyorum pazar günü yine aynı şekilde olacak ve güzel bir maç geçireceğiz” dedi.
3 maç 3 asist
Ara transfer döneminde Borussia Dortmund’dan ayrıldıktan sonra Trabzonspor’a transfer olan başarılı oyuncu, görev aldığı 3 maçta 3 asist yaptı.