10 Ocak çalışan gazeteciler günü, İlkeli kalemlerin onuru ve ilkesizliğin gölgesi
Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Bu özel gün, toplumun vicdanı ve sesi olan gazetecilerin haklarını, emeklerini ve mesleğe kattıkları değerleri kutlamak için bir vesiledir.
Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Bu özel gün, toplumun vicdanı ve sesi olan gazetecilerin haklarını, emeklerini ve mesleğe kattıkları değerleri kutlamak için bir vesiledir. Ancak böylesi bir günde, yalnızca övgülerle yetinmek yerine, gazetecilik mesleğinin karşı karşıya kaldığı sorunlara da değinmek gerekir. Özellikle de ilke ve ilkesizlik arasındaki ince çizgiye…
İlkesizlik, bir gazetecinin en büyük düşmanıdır: İktidarın gölgesinde suskunlaşanlar, çıkar uğruna gerçeği çarpıtanlar ve halkın değil, güç sahiplerinin sesi olmayı seçenler mesleğin itibarını sarsıyor. Oysa gazeteci, ne rüzgâra göre yön değiştiren bir yaprak, ne de çıkar kapılarında nöbet tutan bir bekçi olmalıdır. İlkesizlikle hareket eden bir kalem, ne topluma ne de tarihe hesap verebilir.
Gazetecilik, doğruyu arayan, hakikati açığa çıkaran bir meslektir. Ancak bu mesleği icra ederken ilkelere bağlı kalmak, her şeyden önce gazetecinin kendine ve toplumuna duyduğu saygının bir gereğidir.
İlkeli bir gazeteci, kimden gelirse gelsin baskıya boyun eğmez, hakikati çarpıtmaz, kalemini çıkar uğruna kiraya vermez. Çünkü gazetecilik, yalnızca haber yazmak değil, aynı zamanda toplumun ahlaki pusulası olmaktır.
Ne yazık ki bugün, medyanın büyük bir kısmı ilkesizlik girdabına kapılmış durumda.
Kimi kalemler, gerçekleri söylemek yerine gücün yanında saf tutuyor, doğruları karartıyor, yanlışları aklıyor.
Reklam gelirleri, siyasi baskılar ya da çıkar ilişkileri, gazeteciliğin ruhunu esir almış durumda. Bu durum, yalnızca gazetecilik mesleğini değil, aynı zamanda demokrasiyi ve toplumsal güveni de zedeliyor.
Bir yanda her türlü baskıya rağmen doğruları yazan, halkın haber alma hakkını savunan gazeteciler; diğer yanda ise “ne yazarsan yaz, yeter ki kazandır” zihniyetiyle hareket edenler… İşte bu iki zıt duruş, gazeteciliğin bugün geldiği noktayı özetliyor. İlkesizlik kısa vadede kazandırıyor gibi görünse de uzun vadede ne topluma ne de o kalem sahiplerine onur bırakıyor. Oysa tarih, her zaman doğruyu söyleyen, bedel ödeyen ve ilkelerinden ödün vermeyen gazetecileri yazar.
Gazeteciler günü vesilesiyle, kalemini hiçbir güce teslim etmeyen, gerçeğin peşinde koşarken bedel ödeyen tüm gazetecileri saygıyla selamlıyorum.
Bu ülkenin aydınlık yarınlara ulaşması, onların cesur kalemlerine ve ilkeli duruşlarına bağlıdır. Çünkü gerçeği yazan kalemler, toplumun vicdanını diri tutar
Bu anlamlı günde, ilkeli gazetecileri selamlıyoruz. Onlar, toplumun vicdanını yaşatan, karanlıkta bir ışık yakan cesur insanlardır. Kalemini namusu bilen, susturulsa bile gerçeği haykırmaya devam eden tüm onurlu gazetecilerin günü kutlu olsun!
Unutmayalım: Gerçekler asla ölmez, sadece zaman alır. Ve bir gün, hakikatin sesi her zaman galip gelir.